Gedicht
Şükrü Erbaş
Too Late
In the name of those sleeping people’s dreamsIn the name of insomnia’s sorrow that dons the night like a tunic
In the name of the tree’s leafy desire reaching for sky
In the name of the howling of stray dogs set off by the azan
In the name of the boundless blue darkness of the sea
In the name of pride’s tears twisted in the wind
In the name of the arrogant solitude of summits
In the name of the red blessing bells of pomegranate trees
In the name of hope’s burden, heavier than despair
In the name of the wishes of lovers who believe in their hearts
In the name of distances where roads turn to punishment
In the name of nearness where roads turn to largesses
In the name of the songs the goldfinches sing to the rustling birds
In the name of the nights wine makes love to the candles
In the name of the dead, desire trapped in their bodies
In the name of the distant, deep eyes of poverty
In the name of the bow and scrape of helplessness
In the name of the stammering joy of reconciliation
In the name of the walls built from each and every person
In the name of the love that knows no truth other than itself
In the name of the fear and longing of the bud of the light
In the name of my unconsolable time forty years too late…
Oh world that births love from a single body
You placed my heart before all this beauty
Do not abandon do not forsake me
for one day somehow death will hold sway..
GECİKME
GECİKME
Uyuyan şu insanların rüyaları adınaGeceyi hırka gibi giyinmiş uykusuzluğun acısı adına
Ağaçların yaprak yaprak gökyüzüne uzanmış arzusu adına
Sokak köpeklerinin ezanla başlayan ulumaları adına
Denizin büyük mavi karanlığı adına
İncinmiş gururun gözyaşı adına
Dağ başlarının mağrur ıssızlığı adına
Nar ağaçlarının kırmızı bereket çanı adına
Umudun umutsuzluktan ağır yükü adına
Kalbine inanmış bütün sevenlerin muradı adına
Yolların cezaya döndüğü uzaklıklar adına
Yolların bağışa döndüğü yakınlıklar adına
Saka kuşunun çembercik kuşuna söylediği şarkılar adına
Şarabın mumla seviştiği geceler adına
Arzusu gövdesinde kalmış ölüler adına
Yoksulluğun uzak derin gözleri adına
Yüzü yere düşen çaresizlik adına
Kavuşmanın kekeme sevinci adına
Herkesten yapılmış duvarlar adına
Kendinden başka doğrusu olmayan büyük aşklar adına
O ışık goncasının arzusu ve korkusu adına
Benim kırk yıl gecikmiş avunmaz zamanım adına…
Aşkı bir gövdeden doğuran dünya
Sen koydun bu kalbi bu güzelliğin önüne
Ayrılığa bırakma beni
Ölüm bir gün nasılsa sürecek hükmünü…
From: Bağbozumu Şarkıları
Gedichten
Gedichten van Şükrü Erbaş
Close
GECİKME
Uyuyan şu insanların rüyaları adınaGeceyi hırka gibi giyinmiş uykusuzluğun acısı adına
Ağaçların yaprak yaprak gökyüzüne uzanmış arzusu adına
Sokak köpeklerinin ezanla başlayan ulumaları adına
Denizin büyük mavi karanlığı adına
İncinmiş gururun gözyaşı adına
Dağ başlarının mağrur ıssızlığı adına
Nar ağaçlarının kırmızı bereket çanı adına
Umudun umutsuzluktan ağır yükü adına
Kalbine inanmış bütün sevenlerin muradı adına
Yolların cezaya döndüğü uzaklıklar adına
Yolların bağışa döndüğü yakınlıklar adına
Saka kuşunun çembercik kuşuna söylediği şarkılar adına
Şarabın mumla seviştiği geceler adına
Arzusu gövdesinde kalmış ölüler adına
Yoksulluğun uzak derin gözleri adına
Yüzü yere düşen çaresizlik adına
Kavuşmanın kekeme sevinci adına
Herkesten yapılmış duvarlar adına
Kendinden başka doğrusu olmayan büyük aşklar adına
O ışık goncasının arzusu ve korkusu adına
Benim kırk yıl gecikmiş avunmaz zamanım adına…
Aşkı bir gövdeden doğuran dünya
Sen koydun bu kalbi bu güzelliğin önüne
Ayrılığa bırakma beni
Ölüm bir gün nasılsa sürecek hükmünü…
From: Bağbozumu Şarkıları
Too Late
In the name of those sleeping people’s dreamsIn the name of insomnia’s sorrow that dons the night like a tunic
In the name of the tree’s leafy desire reaching for sky
In the name of the howling of stray dogs set off by the azan
In the name of the boundless blue darkness of the sea
In the name of pride’s tears twisted in the wind
In the name of the arrogant solitude of summits
In the name of the red blessing bells of pomegranate trees
In the name of hope’s burden, heavier than despair
In the name of the wishes of lovers who believe in their hearts
In the name of distances where roads turn to punishment
In the name of nearness where roads turn to largesses
In the name of the songs the goldfinches sing to the rustling birds
In the name of the nights wine makes love to the candles
In the name of the dead, desire trapped in their bodies
In the name of the distant, deep eyes of poverty
In the name of the bow and scrape of helplessness
In the name of the stammering joy of reconciliation
In the name of the walls built from each and every person
In the name of the love that knows no truth other than itself
In the name of the fear and longing of the bud of the light
In the name of my unconsolable time forty years too late…
Oh world that births love from a single body
You placed my heart before all this beauty
Do not abandon do not forsake me
for one day somehow death will hold sway..
Sponsors
Partners
LantarenVenster – Verhalenhuis Belvédère